2 Kasım 2007 Cuma

model trenciler kulübü

Proje Konusunda araştırmalarım ve binanın tasarımıyla alakalı tasarım çalışmalarım devam ediyor. fotoğraf çekebildiğim en kısa zamanda başlangıç maketlerimi paylaşacağım.

araştırma sürecinde tanıştığım bir toplulukla sizleri de tanıştırmak istiyorum. Model Trenciler Kulübü.

Web siteleri www.modeltrenciler.com

Sitedeki foruma isteyen üye olabiliyor. Ama kulube gerçekten üye olmak isteyenlerin ise bu üyeliğe ise yıllık 50 lira ayırması gerekiyor. karşılığında bir tane tren modelcileri vagonunuz oluyor.

7 Ekim 2007 Pazar

tasarım başlıyor!

Hoca bizden "bir takım problemler" mimari veri oluşturacak fikirler istedi. Tasarlayacağım binadan beklentilerimi düşünmeye başladım. Bu durumda yeniden ele aldığım program ve gene hocanın istediği diyagramı paylaşmak istiyorum.

- Tren ve demiryolu kültürünün belki de ufacık bir parçası olan ama kendi içinde bambaşka ilgi, bilgi ve çalışma gerektiren tren maketi yapımına ağırlık vererek, demiryolu arşivi, tren simülatörü oyun mekanı, dinlenme ve sohbet mekanlarıyla trenseverlerin severek ziyaret edebileceği, çok da ilgili olmayan insanları da bu kültüre yakınlaştırabilecek, farklı kalabalıkların kullanabileceği özel mekanlar yaratmak.

- Ziyaretçiler arasında sosyal bir bağ kurabilmek. Özellikle yıllardır bu serüvende olan demiryolcularla, kendilerine yeni ilgi alanı edinmiş olanlar arasında etkileşim sağlayabilmek.

- Sıkışık, birbirini iten yapıların sıralandığı caddenin sonunda yapı yoğunluğu rahatlatan boş arazinin bu etkisini kaybetmemeyecek bir kütle yaratabilmek

- Dış çevreyle etkileşim kurabilmek. iç-dış ayrımını his boyutunda en aza indirecek bir geçirgenlik ve saydamlık sağlayabilmek.

- Ziyaretçilerle etkileşimi olan mekanlar yaratmak. Ziyaretçilere mekanın potansiyellerini kullandırabilmek.

6 Ekim 2007 Cumartesi

Proje konusu ve program

Düşün düşün işin içinden çıkamayacağımı sandım bir an. Bir sürü alternatif geldi başta. Sinema, tiyatro, kütüphane...ama neresinden tutsam gelmedi gerisi. (Kaldı ki grup arkadaşlarımın çalışmaları da bu konular üzerineydi.) Ama illaki üretimsel birşeyler yapılsın istiyordum tasarımımda.

Geçenlerde okulun endüstri ürünleri tasarımı maket atölyesini görmüştüm. Testereler, mengeneler, çekiç, pense... vs. acayip kıskandırdı beni. Atölyeyi kullanmamız da yasakmış duyduğum kadarıyla :( Benim gibi modelleme yapmayı çok istemiş ama yeterli ekipman ve malzeme bulamayan ya da işe nereden nasıl başlayacağını bilemeyenlar için böyle bir maket atölyesi olsa cihangirde nasıl olur diye düşündüm. Evet bir maket atölyesi yapacaltım ama bu fikri çok bileşenli kent yapısı haline getirmek için birşeyler daha katmak gerekiyordu.

O noktada aklıma trenler geldi. Bir trensever olan Gökçen Kılıç sayesinde bu dünya, yakından takip ettiğin bir dünya olmuştu. Onun sayesinde Türkiye'de demiryollarının bir kültür olduğunu, demiryolu çalışanlarının bir aile haline geldiğini anlamıştım. Böylesi bir kültürü maket atölyesi fikrimle birleştirince ortaya mutlaka çok bileşenli bir yapı tasarımı çıkacağı aşikardı. Ben başta maket atölyesinin yanına bir demiryolu müzesi koymayı düşünmüştüm ama trenseverlerin beklentisi olan o, tarihi demiryolu araçlarına kadar barındırabilecek müzeyi Cihangir'deki bu ufacık alanda yapmak zor ve tren garlarının bu kadar uzağına yapmak da anlamsız olacaktı. Müze konusunda yapılacak en güzel şey var olan müzeleri daha kapsamlı hale getirmek olacaktır. (örneğn sirkeci garındaki müze iyi ama eksiktir). Bu yüzden müze fikrini demiryolu arşivine doğru evrilttim. Öyle bir arşiv ki eski maketler, oyuncaklar olsun; içinden tren geçen film, belgeseller izlenebilsin; resim, fotoğraf, afişler olsun; bu merkezin müdavimlarinin katkılarıyla arşiv genişleyebilsin.

Bir de trenseverlerin oynamaya bayıldığı tren simülatörleri var. Şimdi gitsek bunu oynayacağımız bir oyun salonu bulamayız. Merzekde bir de böyle bir oyun odası hiç fena olmaz. Tabi bir de demiryolu serüvencilerinin sıcak sohbetler gerçekleştirebileceği, her projenin olmazsa olmazı diyebileceğimiz :) bir cafe

afişte kullandığım fotoğrafların bir kısmı Gökçen Kılıç'ın sitesi http://www.students.itu.edu.tr/~kilicg/index.htm 'den, bir kısmı tren maketleri meraklısı DeryaFerendeci'nin sitesi http://www.ferendeci.com/trenler/ 'den, özelikle simülatör görselleri http://www.demiryolportali.com/ web adresinden.

demiryolu ile ilgili tavsiye edebileceğim bir başka site de, özellikle mimarlık öğrencilerini de ilgilendirecek konuları gündeme getiren http://kentvedemiryolu.com/

25 Eylül 2007 Salı

Cihangir yapılaşma tarihi

Cihangirde ilk bina 1559 yılında, Kanuni Sultan Süleyman’ın Halep’te 22 yaşında ölen oğlu Şehzade Cihangir adına yaptırdığı bir Mimar Sinan eseri olan Cihangir Camii’dir. Ayrıca inşa edilen tekke ve sıbyan mektebi ile caminin çevresinde bir mahalle oluşmaya başlar. Cihangir adı ise ilk kez 1961 tarihli bir metinde yer almıştır. 17.yy'dan sonra bölgede yapılaşmada bir artış olur, çevresinde bir canlılık oluşur. Ancak nufus yoğunluğu ve yapı yoğunluğu ve yapılaşmanın ahşap olması nedeniyle bölgede yangın önemli bir sorun haline gelir. Bu nedenle bölgenin tulumbacıları ünlüdür. Gene yangınlara bağlı olarak bölgede çeşmeler inşaa edilmiştir. zaman içinde toplam 21 çeşme yapılmış ve bugun hala 17sinin yerinde durduğu söyleniyor. Kaç tanesinden su aktığı konusunda bir bilgiye ulaşamadım, sanırım yerinde görmek gerekiyor.




Fotoğrafa tıklarsanız haritanın daha büyük halini görebilirsiniz. http://www.e-harita.gen.tr/beyoglu/ sitesinden aldığım bu haritada 5 çeşme görülüyor. Belki de 5 tanesinden su akıyordur gidip bakacağım.


Fazla ayrıntısa girmeden kısaca değinmek istiyorum. 1925'de tekkelerin kapatılması ve 1997 büyük yangınından önce tam bir tekkeler merkeziymiş cihangir. Ama şu an neredeyse tamamı yok olmuştur.


19.yy'dan itibaren ülkemizdeki İtalyan ve Rum mimarların Art Nouveau ya da Art Deco denilen tazlardaki, dekoratif süslemeleri ağır basan -üstleri pasta gibi süslenmiş - yığma yapılar hızla ahşabın yerini almaya başlamış.


Şu an karma karışık bir yapılaşma var ama hala 50-120 yaşlarında Art Nouveau, Art Deco ve birinci ulusal mimarlık sitilinde yapılarla karşılaşmak mümkün.


23 Eylül 2007 Pazar

1. arazi

Benim üzerinde çalışacağım arazi, 1. arazi. Sıraselvilerde Alman Hastanesi'nin karşısından girilen Hocazade Sokak'ın sonunda, sol köşede. Arazilerin içinde İstiklal Caddesi'ne en yakın olanı bu. Sokağın sonundan sağa dönüp yola devam edince benim de bir kaç kez gittiğim kebapçı Hayri Usta ve cafe İkinci Kat var.









07 – 08 güz, proje 3 - 4, doç.dr. arda inceoğlu ve cihangir

07 – 08 güz proje 3 - 4
doç.dr. arda İnceoğlu

ne ? çok bileşenli kent içi yapılar

nerede? potansiyelleri yüksek kentsel alanlar

nasıl ? storyboard + maket + sistem kesitleri


Projeler kent içinde değişik nedenlerle atıl kalmış, ancak kullanım ve kent yaşantısına katkı yapma potansiyeli yüksek olan konumlarda verilecektir.

Konular konaklama, eğitim, eğlence, rekreasyon, kültür, spor gibi farklı bileşenlerden en az ikisini kapsayacak şekilde oluşturulacaktır.

Proje grubunda yapılacak ortak çalışmalar önemli olacaktır – proje derslerinin tamamına (14 hafta x pazartesi x perşembe x 14.00 – 18.00) katılmak zorunludur.

Formel eğitimin en önemli zaman dilimi olan bu yarıyılda tasarımcıların karar alma becerilerini geliştirmeleri çok önemlidir. Bu nedenle grup yürütücüsü karar alma süreçlerinin olabildiğince dışında olacaktır. Çalışmanın başarısı katılımcıların enerjisi ve grup ortamına katkıda bulunma hevesleri ile belirlenecektir.

Tasarım merak etmektir.

Yarıyıl boyunca yapılacak çalışmaların hedefi yakışıklı ürünlere ulaşmaktan çok merak etme ve ettirme potansiyellerinin araştırılmasıdır.


Cihangir'de İlk İzlenimlerim
2007 Mimari Proje İçin Arda İnceoğlunun seçtiği bölge Cihangir. 20 Eylül Perşembe günü hocayla beraber hızlı bir gezi yaptık Cihangirde. 6 Farklı arazi tespit edilmiş. Bu araziler genellikle otopark olarak kullanılan ufak araziler. Muhtemelen koruma altında olduğu için yeni bina yapılamıyor.






İstanbul'un ortasında, herkesin gözünün önünde duran, aslında herkesin mahallesi, karmakarışık ama kendi içinde görülmeyen kuralları olan bir yer gibi Cihangir. Oradaki evlerin içi, içerdeki hayat bende aşırı merak uyandırıyor. Lombak'ta okurdum Cihangirde bir ev bölümünü, albümünü de almıştım hatta, o bölümü okurken de aynı merak canlanırdı beynimde.

Hocayla yaptığımız gezide aynı arazileri bulmakta zorlanacağımı düşünmüştüm - Taşkışlanın koridorlarında bile kaybolmayı başabildiğim için - ancak kendi yaptığım gezide hiç zorlanmadım ve mahalle dediğim gibi benim de mahhallemdi.Bunu Cihangiri çok sevdiğim için söylemiyorum. Daha başka birşey. İstiklal Caddesinde dolaşmaktan farkı, gezmeye değil de yaşamaya gelmişim gibi hissetmem. Ama sokağa açılan cafelerin önüne baktığımda bu insanlar gibi de değilim. Dediğim gibi içerde birşeyler var, evlerin içinde bana benzer birşeyler var.


Sokağa açılan cafeler demişken, Cihangirin aslında elit bir tarafı da var. Yiyecek içecek uygun birşey arıyorsanız çok zor, giyim konusunda da çok pahalı ve orijinal şeyler satan yerler de var, ortalama yerler de. Aşırı lüks mağaza ben göremedim ama kendim alışveriş ettiğim dükkanlardan da yok.






Cihangir hakkında söylenecek çok şey var, şimdi benim seçtiğim proje alına bakalım.